
Şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi olarak, Derya Baykal Uyar ile hem profesyonel başarılarını hem de yaşam felsefesini şekillendiren değerlerini konuştuk…

Diplomasiden girişimciliğe, kamu politikalarından sosyal sorumluluğa uzanan etkileyici bir kariyer… Güçlü duruşu, vizyoner bakış açısı ve insana dokunan yaklaşımıyla fark yaratan bir isim: Derya Baykal Uyar. Kamu, akademi, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarda edindiği zengin deneyimlerle bugün kendi yolunu çizen Uyar, üretkenliği, zarafeti ve ilham veren enerjisiyle dikkat çekiyor. Şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi olarak, hem profesyonel başarılarını hem de yaşam felsefesini şekillendiren değerlerini konuştuk; karşımızda tutkuyla çalışan, paylaşmayı ve dönüştürmeyi yaşam biçimi haline getirmiş güçlü bir kadın var. İyi okumalar dileriz.
Sizi sadece kariyerinizle değil, kişisel duruşunuzla da tanımak isteriz. Derya Baykal Uyar’ı,deneyimlerinin ve değerlerinin şekillendirdiği bir birey olarak nasıl tanımlarsınız?
İzmir Karşıyaka’da büyüdüm, aslen Mardinliyim. Tolerans, birlikte yaşama kültürü, farklılıklara saygı ve kadınların güçlendirilmesi anlamında her iki şehir de kimliğimde ve hayata bakışımda özel bir yer tutuyor. Bu iki kültürün bana kattığı hoşgörü, denge ve insana değer verme anlayışı; hem kişisel duruşuma hem de mesleki yaklaşımıma güçlü bir temel oluşturdu.Çocukluğumdan itibaren ailem bana çevreme fayda sağlamayı, değer üretmeyi ve paylaşmayı öğretti. Kendi çevremden olduğu kadar farklı geçmişlerden gelen insanları tanımak, onların hikâyelerinden beslenmek ve bir şeyler katabilmek benim için her zaman doğal bir motivasyon oldu. Bu yönüm, hem sosyal hem de profesyonel hayatımda güçlü bağlar kurmamı sağladı. İnsanları bir araya getirme, ortak hedefler etrafında buluşturma, gönüllülük, birlikte üretme ve yaratma; hayatımda her zaman en çok anlam bulduğum yönlerimden oldu.Hayatımın farklı dönemlerinde yurtiçi ve yurt dışında farklı şehirlerde yaşadım; ancak Ankara’ya geldiğimde kendimi gerçekten evimde hissettim. Bu şehir bana huzur veriyor. Ankara’da yaşamak, kaliteli ve samimi bir çevreyle iç içe olmayı, sakin ama üretken bir hayatı mümkün kılıyor. Şehrin yormayan temposu, insanın kendini dinlemesine ve üretkenliğini artırmasına olanak tanıyor. Ankara’nın güçlü dostluk bağları ve profesyonel dayanışma kültürü hem iş hem aile hayatıma büyük katkı sağladı.

Kamu, akademi, özel sektör, sivil toplum ve uluslararası kuruluşlarda edindiğiniz deneyimler, bugün sahip olduğunuz vizyonu, kariyerinizi ve çalışma anlayışınızı nasıl şekillendirdi?
Çalıştığım her kurumda çok kıymetli insanlar tanıdım, anlamlı işler ürettim ve her biri bana hem profesyonel hem insani anlamda büyük keyif ve öğrenme fırsatı sundu. Farklı alanlarda edindiğim her deneyim, bugün sahip olduğum vizyonun ve çalışma anlayışımın şekillenmesinde belirleyici oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu, İstanbul Politikalar Merkezi, Sabancı Üniversitesi, Birleşmiş Milletler, sivil toplum ve özel sektörde görev yaptım. ODTÜ’de doktora çalışmalarımı tamamlamak üzereyim. Sabancı Üniversitesi’nin burslu ve ABD (IVLP), Almanya ve Avrupa Birliği (R. Schuman) bursiyeriyim; ayrıca “WomenChange Maker” seçilerek ülkemizi temsil ettim. Yirmi yıla yakın süredirdiplomasi, dış ilişkiler ve protokol, stratejik ortaklıklar, proje yönetimi, devlet ile ilişkiler ve kamu politikaları, sürdürülebilirlik, kurumsal iletişim, sosyal sorumluluk, kaynak seferberliği ve ortaklıklar, satış ve iş geliştirme, çevre, tarım, ticaret ve sivil toplum gibi birçok alanda aktif olarak çalışmak, bana çok yönlü bir bakış açısı kazandırdı.TBMM’de yaklaşık on altı yıl görev yaparak devlet protokolü, dış ilişkiler, strateji geliştirme, proje ve etkinlik yönetimi, basın, yayın ve halkla ilişkiler gibi birçok alanda sorumluluk üstlendim. ABD Başkanı’ndan Almanya Başbakanı Merkel’e kadar birçok yabancı liderin ülkemize yaptığı hassas planlama gerektiren ziyaretlerin koordinasyonu ve yürütülmesinde aktif rol aldım. Yüzlerce Türk ve yabancı heyetin planlamasında ve uluslararası konferansların yürütülmesinde görev alarak, ayrıca yaklaşık 60 ülkeye üst düzey resmi ziyaretlerin planlanması ve refakatinde yer alarak diplomasi, protokol yönetimi, stratejik iletişim ve uluslararası organizasyon yönetimi alanlarında derin bir deneyim kazandım.Farklı kurumlardaki deneyimlerim, bana olaylara çok yönlü ve bütüncül bakmayı; insanlar, kurumlar ve disiplinler arasında köprüler kurmayı öğretti. Proaktif, uygulanabilir ve stratejik çözümler üretmek, işimde en güçlü yanlarımdan biri haline geldi. Kariyerim boyunca bana mentorluk yapan yöneticilerime minnettarım; ben de aynı şekilde genç profesyonellere ve sivil toplum gönüllülerine yol göstermeye, mentorluk etmeye büyük önem veriyorum. Ulusal ve uluslararası düzeyde girişimcilik, iş dünyası, teknoloji, yapay zekâ, eğitim ve uluslararası ilişkiler alanlarında faaliyet gösteren çeşitli dernek ve vakıfların yönetiminde yer alıyor, toplumsal fayda sağlayan projelere gönüllü katkı sunuyorum, ayrıca sosyal girişimcilik için gönüllü mentorluk da yapıyorum.

Uzun yıllar kurumsal yapılarda yer aldıktan sonra bireysel girişimci olma kararı almak cesaret isteyen bir adım. Sizi bu yolda en çok motive eden unsurlar nelerdi?
Sanıyorum girişimcilik ailemde var; çocukluğumdan itibaren babam bu konuda benim için güçlü bir rol model oldu. Türkiye’nin sanayileş me sürecinde önemli bir rol üstlenen babam, her iki Petkim’in kuruluş sürecinde yer almış, 1960’larda Türkiye’de ilk plastiği üreten çekirdek mühendis ekibin bir parçasıydı.Sonrasında ülkemizin ilk plastik fabrikalarından birini kurdu ve 50’den fazla fabrikanın otomasyonuna öncülük etti. Onun üretken, yenilikçi ve topluma değer katmayı önceleyen yaklaşımı, girişimciliğin ailemizde köklü bir değer olduğunu bana küçük yaşta öğretti. Sevgili annem, babam ve abim de girdiğim her yolda bana koşulsuz destek verdiler.Sevgili eşim ise güçlü yönlerimi fark etmemi sağlayarak girişimcilik yolunda bana daima cesaret verdi ve ilham oldu. Kendimi gerçekleştirmek, topluma farklı alanlarda fayda sağlayabilmek ve çok boyutlu bir bakış açısı kazanmak için her zaman yeni deneyimler edinmeye çalıştım. Bu kapsamda kamuda, özel sektörde, akademide, uluslararası kuruluşlarda ve sivil toplumda görev almak; farklı kurumların kültürünü, beklentilerini ve hassasiyetlerini anlamamı sağladı. Bu da kurumlar ve kişiler arasında köprü kurma, iş birliği alanları oluşturma ve gerektiğinde uzlaştırıcı olma konusunda bana güçlü bir sezgi kazandırdı.Başkalarına yardım etme, toplumsal fayda yaratma ve güzel sonuçlara vesile olma arzusu beni her zaman motive etti. İnsanları, fikirleri ve kurumları bir araya getirmek, ortaklıklar kurmak ve köprüler inşa etmek yaşamımın merkezinde yer aldı. Networking, benim için hiçbir zaman işin bir gereği değil; karakterimin doğal bir uzantısı oldu. İnsanlarla bağ kurmak, daha da ötesi insanlar ve kurumlar arasında köprü olabilmek, onları ortak hedefler etrafında buluşturmak, ortak fayda yaratmak ve birlikte değer üretmek beni her zaman mutlu ediyor. Bu yönüm, girişimcilik yolculuğumda da bana en çok rehberlik eden pusula oldu.Bireysel girişimcilik kararı da aslında tüm bu birikimlerin doğal bir sonucu oldu. Edindiğim deneyimi artık daha insana dokunan, daha esnek ve etki odaklı bir yapıda; bireylere ve kurumlara rehberlik ederek değerlendirmek istedim. En büyük motivasyonum ise, biriktirdiğim bilgi ve deneyimin insanlara, kurumlara ve topluma gerçek bir fayda yaratmasını sağlamak oldu. Bana koşulsuz destek ve güven sunan sevgili eşime, kıymetli anneme, babama ve abime en içten teşekkürlerimle…


Diplomasiden Girişimciliğe Uzanan Yol!
chicago-heating-repair.com bonus verabetgiris.co verabettgiris.com
Yorum Yaz