Cengiz Aygün, Referandum yolunda AK Parti’nin durumu
Haber: OGÜNHABER-ÖZEL – 16 Nisan öyle önemli bir süreç ki; ülkemiz prangalarından kurtulacak, koalisyonlar dönemi kesin şekilde ortadan kalkacak, bürokratik oligarşi ve halka yukardan bakan devletçi elitizm sona erecek, karar alma mekanizmaları hızlanacak, Yürütme Organı işlevselleşecek…
Kısaca devlet-millet bütünleşmesiyle ülkemizin büyüme ve kalkınma adımları daha büyük bir ivme kazanacaktır.
Böylesi önemli bir süreci yaşıyoruz ama bunun anlam ve önemi gereği şekilde biliniyor, anlatılıyor, hissediliyor mu…?
Hayır…
Bütün iş ve sorumluluk Erdoğan’a bırakılmış halde,
“Nasılsa Erdoğan yapar, anlatır, halleder” ve “Evet”ler kazanır düşüncesi hakim.
Erdoğan ve bir kısım mesuliyet sahibi olanlar işin öneminin bilinç ve inancında,
Bunlar ise iki elin parmak sayısını geçmez,
AK Parti yönetiminin ve milletvekillerinin bir kesimi, pek çok parti teşkilatı ve belediye yönetimleri bu önemli süreçte maalesef Erdoğan’ı yalnız bırakıyor,
Kaldı ki; çalışmalara katılsalar da yarardan ziyade zarar veriyorlar.
Artık uzun yıllar iktidar olmanın rehavetinden mi, gücün şehvetine kapılmaktan mı, ne oldum delisi olmaktan mı; ama garip bir şekilde kibir, enaniyet, üstenci ve buyurgan bir tavırla sanki “hayır” için çalışır haldeler.
Adeta bir “kifayetsiz muhteris” zihniyeti hakim olmuş durumda,
Daha önce vekillik yapmış ve şuanda Cumhurbaşkanı başdanışmanlığı yapan birisi Referandum çalışması için gittiği bir köyde muhtarı fırçalıyor.
Nedir muhtarın kusuru?
Sayın ve pek muhtereme (!) vekil hazretlerinin verdiği sözü tutmamasını kayıtlı şekilde yüzüne vurması.
Özür dilemesi, hatırlattığı için teşekkür etmesi gerekirken danışman ne yapıyor?
Yoğunluğunu ve zamansızlığını dile getirerek muhtarı fırçalıyor.
Sayın danışman, sayın eski vekil,
Senin işin milletin refahı ve huzuru için çalışmak değil mi?
Senin yoğunluğunun nedeni millete hizmet mücadelesi olması gerekmez mi?
Sayın Cumhurbaşkanı ne için çalışıyor, koşturuyor, mücadele veriyor. Bu milletin refahı, gelişimi, sorunlarının çözümü için değil mi?
Vekilin de, Danışmanın da görevi milletin işiyle hemhal olmak, çözüm bulmak ve devlet-millet gelişimiyle iştigal etmek değil mi?
Referandum çalışmalarında görüyorum ki; pek çok kişi ve organizasyon kampanyaya faydadan ziyade zarar getiriyor.